Yargı 67. Bölüm İncelemesine Varım Diyorummmm! Mercan'ı Kaçırdığını Adım Adım Bulalım

Sema hocam saygılar, yapıyorsun bu sporu (kıpsssss).

Yargı incelemelerinin sorulduğu kanala hepiniz hoşgeldiniz efenim.

3. Sezon incelemesine giriş yapamamıştım elde olmayan sebeplerle ve şimdi sıra 3. Sezonun 3. Bölümünün incelemesine Hemen başlayalım.

Ama önce youtube (Bir Demet İnceleme) kanalıma abone olmayı unutmuyoruz.

3. Sezon 5 sene sonrası ile başladı. Biz bu 3 bölümde 5 yıldır olanları ve bu olanlara dahil olarak minik mercan ın kaçırılmasını izledik. O bu değilde ölüm olsa mezarının olması bile avuntu iken kayıp işi gerçekten zor. 6 şubat depremi olmak üzere ülkemiz pek çok doğal afet ile sarsıldı. Ve bu afetlerin ailelere ölümden sonra en büyük yıkımı kayıp olarak kayıtlara geçen yakınları oldu. Pek çok aile hala bulamadıkları sevdiklerinin peşinde. İnsan bir mezarı olmasına sevinir mi, kayıp işi işte böyle, insan bari bir mezarı olsun diyor. Ceylan için de aslında öyle. Kızının yaşadığına inanıyor ama tutanacak dalı yok, delil yok, bulgu yok. Yok oğlu yok. Ilgaz ölümü kabullenmeyi istiyor çünkü savrulup gitmek istemiyor. İşte tam olarak aralarındaki fark bu. Ceylan kanıtsız da olsa inancının peşinde, Ilgaz ise realist bir tutum içinde. Ve bu farklı tutumları adeta ağaç dalları gibi birbirinden ayrı uzayıp gitmekte. Bir rüzgar eserse birbirlerine değebilirler. O rüzgar da Mercan’ın yaşıyor olduğunun haberi oldu. Bu arada dizide yapay zekayı kullanarak Mercan’ın şimdiki yaşındaki görüntüsünü elde etmeleri bence çoğu aile için de duygusal bir gelişmeyi gösterdi. Çünkü, nasıl oldu neye benzedi kısmında belki yardımcı bir hamle olmuştur.

2. Sezon başladığında Kuyu Cinayeti vakası ile karşılaşmıştık. Bu vakada şüpheler bi kıyı şeridi üzerindeki telefon görüşmelerinden dolayı pek çok kişi üzerinde toplanmıştı. Ama çoğunlukla şüphe uyandırmayan bir kişi olan Gazeteci Burak’ın katil olduğunu öğrenerek davayı kapamıştık. Ki Burak’ın katil olduğundan şüphelenmiş ve bütün bunları inceleme videomda da anlatmıştım. Bence bu sezonda benzer bir olay olay var. Şüpheler herkes üzerinde toplanacak ve beklenmedik bir kişi suçlu çıkacak. 

Bence kaçırılma olayındaki konu şu: Ceylan hamileliği sırasında bir dava üzerinde. En son doğuma gitmeden bu davayı sonuçlandırıyor ve koştur koştur doğuma yetişiyor. Dava sonucunda bir ailenin yıkılması gibi konular gündeme gelebilir. Ceylan daha önce de bir davada bulduğu delillerdeki eksik ile bir ailenin kararmasına sebep olmuştu. Hatta kız Ceylan ve etrafındakileri tek tek öldürmeye kalkmış, tekerlekli sandalyede olduğu için kimse ondan şüphelenmemişti. Ama sonuç olarak bir intikam hikayesiydi. Burada da Ceylin’in bir aileyi kararttığı düşüncesi ile ailenin intikam alma isteği söz konusu. Yani kaçıranların motivasyon kaynağı “intikam”. Ve Mercan’ı kaçıranlar da bu dava ile ilişkili olan herkes. Bu dava sırasında bir kadın görünmüştü ve bu kadının fotoğrafı Dilek’in vitrinindeydi. Yani birinci şüpheli kişi Dilek. 

Dilek, herkesin de dikkat ettiği üzere Mercan kaçırıldığında deniz kenarında olanlardan biriydi. Böylece zaten Eren ile tanışıp onunla yakınlaştı. Eren ile yakınlaşması olayları takibini de sağladı. Ama Eren’in evlilik teklifi aslında Dilek’in tek başına bir oyunun içinde olmadığını, aslında duygularını kenara bırakamadığını gösterdi ve Eren’e yardımcı olabilmek adına Mercan’ın tshirtünü Ceylin’e teslim etti. 

Nil ve annesindeki şüpheli haller Nil’in okul yıllarına ait olduğunu düşünüyorum. Ceylin ile aynı okuldalardı diye tahmin ediyorum. Ve okulun başarılısı Ceylin olup Nil’in Ceylin’in arkasından nal topladığını düşünüyorum. Nil’in annesinin öğretmen olmasından dolayı ve yapısal olarak hırslı bir kadın olduğunu ve çocuğunu sürekli “yetersiz” görüp “başarısız” olmakla suçladığını, Nil’in bunun üzerine Ceylin’i kendine takıntı ettiğini düşünmekteyim. Tilmen Hukuk’a girmesi, Ilgaz’ı elde etmek istemesi vs. hepsi aslında Ceylin’e karşı galibiyet elde etme düşüncesinden kaynaklanmakta. Bu sebeple Nil’in Mercan’ın kaçırılması olayı ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum. 

Efe ise; tahminen sorunlu bir çocukluk geçirmiş birisi. Kleptoman ve çocuklara yardım ediyor. Evindeki oyuncakların sebebi de bu. Kleptomanlığının altında yatan sebep olarak da sorunlu çocukluğu olarak yorumluyorum. Şüpheli tavırlar tamamen izleyicinin dikkatini dağıtmak için. Olayla hiç ilgisi yok ve tamamen kendi beyanı gibi “bizim” tarafta. Burada bize ters köşe yapıldığına inansam da salıncakta sallanan Mercan’ı çağırdıklarında arada çalan müzik finalde Sevgi Evleri’nde çalan müzik ile aynıydı. Burası baya bi şüpheli. Ya tesadüf ya da teorim yanlış Efe’de de var bir haltlar.

Gelelim başsavcıya. Bu kadının yalan söylediği en baştan beri gözümüzün içine sokulup durdu. Saçımı boyatıyorum dedi ki boyatmadığı alenen belli olacak şekilde. Bu kadar bariz gösterilen bir durum varsa bu Mercan ile ilgili değil diye düşünüyorum. Başsavcının konusu çok başka. Ama bu bir hikayesi olmadığı anlamına gelmiyor. Başsavcı da zamanında çocuğunu kaybetmiş olabilir. Çünkü bir bebek fotoğrafı var elinde ve onu saklıyor. Bu saklamanın sebebi nedir? Ayrıca Ceylin’den çok hoşlanmıyor gibi ve bir Savcının çocuğunun kayıp davasına daha yeni yetme, kolay yönlendirebildiği ve yönetebildiği, tecrübesi olmayan bir savcı vermek ne kadar doğru? Tartışmalı konulara giriyor. Ama yakında onun da sebebi çıkar. Belki de o da Ceylin gibi kayıpları sebebiyle savcı olmuştur.

Osman’ın ortağı Can'ın sapık bir biçimde Ceylin’e platonik aşık olduğunu öğrendik. Ceylin evli olduğu halde onu takip edip fotoğraflarını çekmiş. Ceylin’in bin gönlü olsa birini verir mi acaba? Ama vereceğine inanmış. Yani bu ortağın kaçırılma olayı ile ilgili yok. Tamamen sapıklığından fotoğrafları çekmiş. Ama belki de o fotoğraflarda kaçıran kişiyi görebilecekti fakat sapıklığı ortaya çıkar diye yok etti hemen.

Macit amcanın kızı da şüpheli hareketler içindeydi ama bence onlarda da bi durum yok. Fakat Macit amca kaçıranı tespit edecek bi anda ve aslında işin seyrini bu adam değiştirecek. Ayrıca Macit amca gibi hasta olan nice hastaya ve yakınının Allah yardımcısı olsun. Kızı bence ailelerin içinde bulunduğu durumu ufak da olsa güzel ifade etti.

Olayların içinde olmadan ufak bir parantez de Defne’ye açmak isterim. O kızcağıza ne olmuş öyle. Nasıl bir loser karaktere dönmüş. Muhtemelen Mercan’ın kaybolma sürecinde kimse bunun ergenliğe, yani o dipsiz kuyulara girdiğini göremedi ve böyle biri oldu çıktı. İlerleyen bölümlerde Defne’nin sorunlara eğileceklerini düşünüyorum. Çünkü bu bölüm o elde mobil olan nargilemsi aletlere gir gönderme yapıldı.

Ve gelelim Kibariyemize, pardon Parlamıza. Yahu bu kızın tikitoşa evrilmesini geçtim de o saç nedir yahu. Boya öncesi açtırma yapmış da acil bi işi çıkmış boyasını yaptıramamış gibi. Bir Allah’ın kulu da demiyor mu “Yavrum şu saçlarını yaktırmadan düzelt”. Parlacığım sana söyleyeyim etrafında bir tane bile dostun yok. Olsaydı ne demişler “dost acı söyler”. Bunların sana bi şey dediği yok. Aylin sen nasıl annesin. Benim annem olsa demediğini bırakmazdı bana. Meğerse doğru olanı yapıyormuş my mother.

Gelelim kayıplarımıza. Dizide ana öyküde gidişat güzel olmasına rağmen yan karakterlerin gidişatında bir sapma var. Yan karakterler bir anda kayboluyor. Geçen sezon başından süre gelen bu durum işin “mükemmelliği”ne leke sürüyor. Mesela Yekta’nın ofisine ajan olarak giren, Merdan Kaya’nın manevi oğlu Görkem’in bakıcısı Ayten Hanım yok ortada ve nereye gitti bilgi yok. Görkem’in hikayesi ise oluşamadan kayıplara karıştı. Ceylin’in yanında çalışan ve aslında çok da elzem bir karakter olarak bir türlü oturmayan Bıldırcın. İlk sezondan beri olan Tuğçe… bu karakterler diziye tam bir varlık gösteremedikleri için çıkmış olabilirler ama gitmelerinin de belirtilmesi doğru olurdu. 

Bir de bir isteğim var; çoğu karakter kaybolmasına ve değişime uğramasına rağmen, değişim göstermeden yoluna devam etmekte inatçı olan Umut’a bir el atın. Daha fazla rol, diyalog ve boyun bükmeyen sahnede varlık gösterse daha iyi olmaz mı? Bir de Tuğçe de çok boşta belki Umut ile baş göz edilebilir. Bence oldukça yakışan tipler olurlar.

Ayrıca taze aşıklar Gül ve Metin amir de Mercan’ın bulunması ile birlikte aşklarını ele güne haykıracak gibime geliyor.

Artık merakla yeni bölümlerde görüşmek üzere.



Yorumlar

Popüler Yayınlar