Hayatın Tuzu

Ender Özkahraman'ın senaryosunu yazdığı ve Murat Düzgünoğlu'nun yönetmen ve yapımcı olarak görev aldıkları film Bitlis'te geçiyor. Tepelerin arasına "sıkışıp kalmış" bu şehir, bağrında yaşattığı insanlara da bu duyguyu bulaştırıyor.

Filmde bir anne, dört çocuğu ve onları çevreleyen yaşamı konu alıyor. Medine (Güzin Çorağan), altmışlı yaşlarına merdiven dayamış dul bir kadındır. Artık birer yetişkin olan çocukları ise hala annelerinden kopamamıştır. Kırklı yaşlarındaki Şehsuvar (Levent Ülgen) Bitlis’in tarihi camilerinden birinde imam olarak çalışmaktadır. Ortanca oğlu Sırrı (Bülent Düzgünoğlu) tütün fabrikasında çalışmakta ve mutsuz olduğu bu hayattan kurtuluşu kendi işini kurma hayallerinde bulmaktadır. İstanbul’da korsan CD satarak hayatta kalmaya çalışan ve işleri kötü giden küçük oğlan Harun (Görkem Kanbolat) bir süre için memlekete gelmiştir. En küçük çocuk Meryem (Asiye Dinçsoy) ise üniversiteli olabilmek için uzun süreden beri dershaneye giden yıllanmış bir ÖSS hazırlık öğrencisidir.

Medine’nin dertleştiği tek komşusu Süheyla, Harun’un eski aşkıdır ve mutsuz bir evliliği vardır.yaşında ölen ve hiç fotoğrafı bulunmayan bir kız çocuğunun yaşlı dedesi için çocuğa çok benzeyen bir suret aramaktayken, çalıştığı tarihi caminin onarımında bir sır ortaya çıkar. Sırrı, fabrikadaki işini aksatmak pahasına dükkan ararken gizemli bir yer keşfeder. Harun elinde kalan CD’leri satmaya çalışır. Bu arada kaçakçılık için şehre gelen yabancılar, kahvehanelerde haber okuyan eski ve yeni kuşak seyyar haberciler, fabrikada üretilen sigaraların üzerine yazılmış gizemli mesajların sahibi, belediye mezbahasında kesimden kaçan yaralı bir inek ve peşindeki görevliler eşliğinde boğucu ama bir o kadar da sıra dışı bir yaşamdır asıl izlediğimiz. İki kadın, ortak tutkuları olan çiçek yetiştirmek için ilginç bir yöntem uygular. Şehsuvar, altı

"Hayatın Tuzu" 8 aylık bir ön hazırlık sürecinden sonra 23 iş gününde çekildi. 35 mm arri bl4 kamerayla sesli olarak çekilen filmin negatifleri (vision2) Fransa'dan getirtildi. Tamamıyla bitlis ve çevresinde gerçekleştirilen film için 160 kutu negatif kullanıldı.

Film vizyona girmeden katıldığı 2 festivalden de ödülle ayrıldı.
3. Bursa Uluslararası İpek Yolu Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü ve 16. Adana Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nde Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü'nü almayı başardı.

Filmde en çok dikkatimi çeken imam rolündeki Levent Ülgen oldu. Gerçekten başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Galiba filmdeki en dikkat çekici de kendisi olmuş. Film bana oldukça durağan geldi. Yer yer başarılı dialoglar bulunsada genele bakınca durağanlıktan kurtulamamış. Bazen yeterince sıkıcı olabilmekte. Aynı aile içindeki farklı hikayeler ve onların yaşantısı... İzleyip görmeden karar vermeyin derim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar