Sayımızı Katlatmaktan İbaret...
Yalnız ve güzel ülkemin gözünü yediğim canım insanlarında faaliyetler hiç eksik olmuyor. Bugünün en büyük bombası iktidar partisinin kurulum çabaları sırasında bile itinayla bahsetmekten kaçınmadığı katsayılarının kalkması hadisesini gerçekleştirmesidir. Gerçi gerçekleştiren iktidar değilde YÖK ama aba altı sopa hesabı bir "YÖK".
Açıkçası karara çok sevindim. Çünkü ortada çok büyük bir haksızlık yapılmaktaydı. Kişilerin okuma hakkı neredeyse elinden alınacak boyuta getirildi iş. İktidara gelir gelmez yapılacak iş 7 yıl sonraya atandı ama oldu. Gelecek kaygısından severek okuduğum okulumdan dolayı kendimi "meslek lisesi" mağduru olarak tanımladım. Mağduriyet zorlatılmış bir ayıptır. Ayıplar yeri gelir kumla kapatılır. Sonunda kapanması yerine çözüm bulundu.
Olay katsayılarının kalmasıdır. Doğru mudur? Açı farkıyla doğrudur. Üniversite önünün açılmasını destekliyorum ama bilinçsizlik getirmesini desteklemiyorum. Kişi oğlu imam hatipe gidiyorsa amacı imam olmak olmalı veya elektrik okuyorsa elektirik mühendisi olmalı. Tutupta bu insanlardan doktor olması beklenmemeli onlarda doktor olmayı istememeli. Zira beklemek en büyük yanlışın başlangıcı olacaktır. İşte yasa bu yanlışın doğuşuna meydan verdi aslında.
Gaydırıgupbak sınav sistemlerimizi eleştirmek ne haddimize. Eleştirecek bi yön bulamıyorum artık. Çünkü eleştirmekten kendi monotonluğuma düştüm. Devamlı eleştiri. Adam akıllı çözümler yerine kaoslarla dolu bir eğitim sistemi ve bu sistemin oluşturduğu canavar "sınav". Frankenstein doğdu ne denir başka. Özellikle her yıl öss terlerini döken milyonların aklını karıştırmak adına veya mağdurları umutlandırıp onların umutlarını söndürmek adına ısıtılıp gündeme getirilen konulardan gına geldi de gidiyordu. Gerçi gına pek gidici değildi de neyse. Ama sonunda bir sonuca bağlandı.
Olaya sadece imam hatipler açısından bakılması son derece haksızlık. Katsayılar ilk getirildiğinde meslek liselerinin geleceği için gözle görülür kaygılar duyulmuş ve bu kaygılardan ötürü yasa askıda bekletilmiş buna rağmen çıkmıştır. Ve tarih döner yasa kaldırılmaya çalışılır bu sefer yine meslek liseleri arada kalmıştır. Siyah ve beyaz var bu oluşumlarda griler üretilmemiş. Ya da üretilme akıl edilememiş (işlerine de gelmemiş olabilir). İnsanların gelecekleri ağızlarından çıkan tek sözlere bağlanmış. "Ara" eleman sıfatları uygun görülmüş. Bu yeterli gibi. Meslek liselerinin ülkeler açısından ne kadar önemli olduğundan ziyade imam hatipler ve onların kabus olacağı konuşulup duruldu. Gelecek planları yerine yok etme planları vardı. Yok edilmesine ramak kala sınavsız geçiş kandırmacaları sunuldu. Yutuldu, oturuldu. Başka ne yapılabilirdi ki. Elden bir şey gelmez. Acıyı çeken bilir, yaşamayana vız gelir tırıs gider.
Meslek liselerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışan Avrupa Birliği son yıllarda önemli fonlarını meslek liselerimize aktarmakta, onları gelişim sürecine sokmakta. Yeni yasada beni kaygılandıran eğer adam motor meslek okuyorsa ve gidip sosyoloji okumayı seçecekse burada aktarılan yatırımlar ne olacak. Adam sosyoloji okusun diye mi o kadar masraf yapıldı. Yani YÖK denen kurum bir olaya imza attı ama çıkabilecekleri ya düşünmedi ya da kaygı verici planları var. Bekleyip görmekten bıkmış yurdum insanı bir kaç gün içinde ayaklanır.
Yasanın bugün çıkmasına kesin gözüyle bakılıyordu zaten. Bürokratik görünüm altındaki siyaseti irdelemeyecem. Çünkü o zaman meydan şikayet edilenlere bırakılmayacaktı. Bırakmayacaktın ki bi sözün olsun sesin duyulsun. Şuan o şikayetçilere susup oturmak düşer. Kendi düşen ağlamaz demiş atalarımız.
Vatandaşlık haklarımla kendi görüşlerim doğrultusunda içimden geçenleri haykırmayı düşündüm, yapabilecek şartlarım şimdilik bu kadarına el verdi.
Açıkçası karara çok sevindim. Çünkü ortada çok büyük bir haksızlık yapılmaktaydı. Kişilerin okuma hakkı neredeyse elinden alınacak boyuta getirildi iş. İktidara gelir gelmez yapılacak iş 7 yıl sonraya atandı ama oldu. Gelecek kaygısından severek okuduğum okulumdan dolayı kendimi "meslek lisesi" mağduru olarak tanımladım. Mağduriyet zorlatılmış bir ayıptır. Ayıplar yeri gelir kumla kapatılır. Sonunda kapanması yerine çözüm bulundu.
Olay katsayılarının kalmasıdır. Doğru mudur? Açı farkıyla doğrudur. Üniversite önünün açılmasını destekliyorum ama bilinçsizlik getirmesini desteklemiyorum. Kişi oğlu imam hatipe gidiyorsa amacı imam olmak olmalı veya elektrik okuyorsa elektirik mühendisi olmalı. Tutupta bu insanlardan doktor olması beklenmemeli onlarda doktor olmayı istememeli. Zira beklemek en büyük yanlışın başlangıcı olacaktır. İşte yasa bu yanlışın doğuşuna meydan verdi aslında.
Gaydırıgupbak sınav sistemlerimizi eleştirmek ne haddimize. Eleştirecek bi yön bulamıyorum artık. Çünkü eleştirmekten kendi monotonluğuma düştüm. Devamlı eleştiri. Adam akıllı çözümler yerine kaoslarla dolu bir eğitim sistemi ve bu sistemin oluşturduğu canavar "sınav". Frankenstein doğdu ne denir başka. Özellikle her yıl öss terlerini döken milyonların aklını karıştırmak adına veya mağdurları umutlandırıp onların umutlarını söndürmek adına ısıtılıp gündeme getirilen konulardan gına geldi de gidiyordu. Gerçi gına pek gidici değildi de neyse. Ama sonunda bir sonuca bağlandı.
Olaya sadece imam hatipler açısından bakılması son derece haksızlık. Katsayılar ilk getirildiğinde meslek liselerinin geleceği için gözle görülür kaygılar duyulmuş ve bu kaygılardan ötürü yasa askıda bekletilmiş buna rağmen çıkmıştır. Ve tarih döner yasa kaldırılmaya çalışılır bu sefer yine meslek liseleri arada kalmıştır. Siyah ve beyaz var bu oluşumlarda griler üretilmemiş. Ya da üretilme akıl edilememiş (işlerine de gelmemiş olabilir). İnsanların gelecekleri ağızlarından çıkan tek sözlere bağlanmış. "Ara" eleman sıfatları uygun görülmüş. Bu yeterli gibi. Meslek liselerinin ülkeler açısından ne kadar önemli olduğundan ziyade imam hatipler ve onların kabus olacağı konuşulup duruldu. Gelecek planları yerine yok etme planları vardı. Yok edilmesine ramak kala sınavsız geçiş kandırmacaları sunuldu. Yutuldu, oturuldu. Başka ne yapılabilirdi ki. Elden bir şey gelmez. Acıyı çeken bilir, yaşamayana vız gelir tırıs gider.
Meslek liselerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışan Avrupa Birliği son yıllarda önemli fonlarını meslek liselerimize aktarmakta, onları gelişim sürecine sokmakta. Yeni yasada beni kaygılandıran eğer adam motor meslek okuyorsa ve gidip sosyoloji okumayı seçecekse burada aktarılan yatırımlar ne olacak. Adam sosyoloji okusun diye mi o kadar masraf yapıldı. Yani YÖK denen kurum bir olaya imza attı ama çıkabilecekleri ya düşünmedi ya da kaygı verici planları var. Bekleyip görmekten bıkmış yurdum insanı bir kaç gün içinde ayaklanır.
Yasanın bugün çıkmasına kesin gözüyle bakılıyordu zaten. Bürokratik görünüm altındaki siyaseti irdelemeyecem. Çünkü o zaman meydan şikayet edilenlere bırakılmayacaktı. Bırakmayacaktın ki bi sözün olsun sesin duyulsun. Şuan o şikayetçilere susup oturmak düşer. Kendi düşen ağlamaz demiş atalarımız.
Vatandaşlık haklarımla kendi görüşlerim doğrultusunda içimden geçenleri haykırmayı düşündüm, yapabilecek şartlarım şimdilik bu kadarına el verdi.
Yorumlar
Her nesil ayrı bir sisteme tabi. Deneme tahtası olduk desek yeridir.
Bir meslek lisesli olarak söyleyeceğim tek şey, şuan tartışılması önemlilik kazanan meslek liselerinden ziyade imam hatipler oldu. Normaldir. Ama arada biz yine kaynıyacağız.