Hemşerim Memleket Nere?

"Nerelisin?".. Şimdi ben bu soruya nasıl cevap verebilirim. Benim nerede doğduğumu mu, nerede yetiştiğimi mi yoksa köklerimin nereden geldiğini mi soruyorlar. Bu "Nerelisin" sorusuna cevap vermek kadar zor bir şey yoktur bazen. Çünkü tek bir kelime bile açıklaması kimi zaman 1 saat sürebilir.

Aslında bu sorunun açıklamasını yapmak için biraz tarih bilgisi gerekebilir. Şimdi burda ukalalıp yapıp "Ben tarih biliyorum, tarihim iyidir." demek istemiyorum ama öyle, ne gelir elden. Neyse çok eskiye gitmeden açıklayım: Bizler Anadolu insanıyız (genel sınır anlamında). Osmanlı soyundan geliyoruz. 1071'de Malazgirt'in kapılarını açtığımızdan beri bu böyle. Yıllar yılı oturmaya işe yarayan organımızı atalarımız ordan oraya sürükleyip durmuşlar. Yaz kış dememişler. Bazen de bir atın üzerinde sektirip durmuşlar. At deyip geçilmez tarihimizin en önemli parçası. O olmazsa 10 bin senede zor oluşurdu bu topraklar. Sıcak denizlere bir an önce inmeye çalışan arkadaşlar bizden önce kapıdan geçip yurt edinirlerdi vatanı. Hadi bakalım 21. yüzyıl dediğimiz zamanlarda bile koşturup dururduk. O zaman ne bir net ne bir cep telefonu ne de yadigar radyo, televizyonlar ne de eskilerin maceraları olurdu. Macera olurdu elbet ama kalıcı tarzda değil. Şöyle olabilir; "Bizim obada bir yiğit vardı tek okla 10 öküz öldürdü" ya da "Bizim deli kız at binme olimpiyatlarında yine kimseye birinciliği kaptırmadı" veya "Ulan Çinlilerde kuyruk mübarek, nereye göçsek oraya geliyorlar" ya da... Ya da sı yok işte hayal gücünüzü birazda siz zorlayın. Ama bu hikayeler de bir yere kadar. Çünkü hikayeler dilden dile anlatıldıkça anlam kazanır. Peki ya hikayeleri anlatacak insanlar yoksa etrafta. İŞte o zaman Hikayeleri nereden öğreneceğiz? Nasıl vukuu bulacak hadiseler?

Fazla geyikçi bir insan olduğumu kabul ediyorum. Hatta daldan dala atladığımın da farkındayım. O sebeple zop zop bir toparlama zamanıdır. İlk çıkış konum "Nerelisin" sorusuydu.

Aslında hep ataların başının altından çıkmış. Ordan oraya göçmeseler, otursalar oturdukları yerde bu soruda olmazdı. Soruyu geçtim cevabı bu kadar zor olmazdı. Şimdi bir örnekle bu sorunun cevabının ne kadar zor olduğunu anlatayım: Orhan amca diye tonton bir amca ile tanıştım. Orhan amcaya "Nerelisin" diye sordum. Cevabı aldıktan sonra sorumun ne olduğunu unuttum. Aynen konuşmayı yazıyorum:

Demet : Orhan Amca nerelisin?
Orhan Amca : Şimdi yavrucum büyük babamın bir tanesi Oflu, büyükbabamın diğeri Konyalı. Büyükannemin bir tanesi Giritli, büyükannemin diğeri Bulgar göçmeni. Annem İzmir'de doğmuş, babam Ankara'da. Abim Konya'da ben Eskişehir'de doğdum daha sonra İstanbul'a yerleştik ve hala oradayım. Sanırım orada öleceğim. Bu olay benim çocuklar için kolay oldu. Çünkü hepsi İstanbulda doğdu orada yetiştiler.

İşte "Nerelisin" sorusuna verilebilecek en zor cevaplardan biriydi Orhan Amcanın ki. Adamda haklı başta dediğim gibi kökleri mi soruyorsun yoksa büyüdüğü doğduğu yeri mi? "Baban nereliyse sen de oralı olursun" söylemine değinmek bile istemiyorum. İnsanoğlu merak ediyor işte. Tek soruda seceresini saymaya meraklı yurdum insanı da başlıyor anlatmaya.

Ben en çok ta vatandaşlık değiştiren insanlara bu soruyu sormaktan korkarım. Çünkü o daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Karışık olan beyin dalgaları kısa devreyle miladını dolduruyor ve sonunda eller ağızda "bırrrrr, bırrrr..." diye dolanan zombi kişilikler olup çıkıyoruz.

Orhan Amca aynı soruyu bana "Sen nerelisin, kimlerdensin?" diye sormaya kalktığında şimdi yandık diye düşünmeye başladım. Çünkü birde "Kimlerdensin?" diye abuk bir soru varki bunu açıklamak ayrı bir beter. Kaçış yok başladım anlatmaya. Annemin tarafında çok karışıklık yokta babamın tarafına geçince hakikaten beyin dalgaları çeyreğe vardığında kısa devre yapıyor. "Nerelisin"e Orhan Amca'nınkinden kolay cevap verip sıyrılırım ama kimlerdensin... Off... Neyse ki onu da kısa anlatma yollarını buldum. Şİmdi başlayım:

Orhan Amca: Nerelisin?
Demet : Orhan Amca şimdi benim büyük annanem, büyük babannem ve büyük dedelerimin dedeleri ve annaneleri (daha onların gerisi de var mı bilmiyorum. Ayrıca orda da bir millet ayrımı var ama detaylı bilmiyorum) Darende'ye yerleşmişler. Orada evlenmişler çocukları olmuş. Sonra benim annanem ve büyük babam İstanbul'a; dedem ve babannem de Adana'ya yerleşmişler. Ardından annem ve babam evlenmiş Adana'da yaşamaya başlamışlar. Ben ve kardeşim de burada doğduk ama yetiştiğimiz yeri sorarsan orası devamlılık idrak etmiyor. Bir Adana bir İstanbul arası mekiklerle geçiyor yaşam.

Bir de antropologlar ve sosyologların söylediği bir şey var: 3 nesil arka arkaya aynı kalmışsa artık milleti o 3 nesil devam ettirirmiş (Atamızın milliyetçiliğinden ayrı olan biyolojik bir yaklaşımdır bahsi geçen). Mesela İtalyanın biri geliyor Türkiye'ye burada evleniyor, çocukları oluyor, çocuklarının çocukları oluyor. Al sana 3 nesil. Yani artık onlar Türkleşmiş oluyor. Bu durumda kökeni açıklamakta zor.

Ah Osmanlı ah! Bunlar hep senin yüzünden. Ne vardı 7 cihana yayılacak. Dedelerinin yaptıklarını şimdi torunları çekiyor. Saray zaten devşirmeden geçilmiyor.

Yorumlar

Bgmedia dedi ki…
ohooo !

Bu işin içinden sağ salim kim çıktı ki, biz çıkalım.

Osmanlı 7 Cihan'a yayıldın, bari geri geri gelmeyeydin.

O değilde; dünyalıyız gibi çoookk geniş anlamlı yanıtıda var bunun.

Haa ne kadar tatmin eder tatrışılır. :)
Bir Demet İnceleme dedi ki…
dünyalıyızzz..

o değilde..ben bu yazıyı yazdıktan ertesi günü kanal d ekranlarında çok güzel hareketlerde bu konuya değindiler..allahtan ben bi gün de olsa erken yayınladım yoksa arak gibi oalcaktı.. arakçı bir insan değilim..orijinal bir kişiliğimdir:P

Popüler Yayınlar