Ulak













Çağan Irmak imzasını görmeden bile bu filmin Çağan Irmak’a ait olduğunu anlamak mümkündür. Sinemada yönetmenin kendi imzasını taşıması önemlidir. Bence Çağan Irmak bunu son derece başarılı bir şekilde yapıyor.

Filme geçmeden önce çocuk oyunculara hayranlığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Bence büyüklere şapka çıkarttıracak boyuttalar. O kadar ki hikayeyi kendi üzerlerinden toparlayıp götürmesini bilmişler. Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum” filminde de çocuk oyuncu damgasını görmek mümkün. Filmde, minik Deniz’in babasıyla beraber çıktığı yolculuğa daha sonra babasız devam edişi anlatılmaktaydı. Tüm duygularımızı gümleten bir oyunculukla bize duygu silsilesi yaşatmıştır Ege Tanman. “Ulak”ta çok fazla duygu yükü olmasada oyunculuklarıyla duygulandıran 25 minik kahraman mevcut. Ayrıca bu sayede oyuncu seçiminde ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor bize Çağan Irmak. Ve bu minik oyuncuların bir de oyunculuk eğitimi var tabi. Bu bağlamda “Ulak”ta çocukların oyuncu koçu Ümit Çırak’ı da ayrıca kutlamak gerek.

Gelelim filme: Film, köy köy gezip çocuklara ve onlarla yayılarak büyüklere masal ama yalnızca bir masalı anlatanb Zekeriya ile başlar. Anlattığı bu tek hikaye ise Ulak İbrahim’in hikayesidir. Ulak İbrahim’in başına ne geldiyse aklı başından gitmiştir. Ne gördüğü gördüğüdür ne de duyduğu duyduğudur. Zekeriya’da bu hikayeyi anlatan gezgin. Zekeriya Ulak İbrahim’in hikayesini anlatmalıdır ki başka çocuklarda bilsin hikayeyi. Bilsinler ki Ulak İbrahim yaşasın. Ulak İbrahim’in yaşamasıyla da Zekeriya’nın yaşadığı acılar hafiflesin. Zekeriya hikayeyi anlatırken onu 3-5 büyükte dinlese o asıl çocuklara anlatır hikayeyi. Bunun gerekçesi de çocukların masumluğu, saflığıdır. Onların saflığı bozulmasın diye yalnızca çocuklara anlatır bu hikayeyi. Tabi her hikayede kötülerde vardır tıpkı bu hikayede olduğu gibi. Peki ya Gezgin Zekeriye’nın bu anlattığı gerçekten hikaye mi yoksa gerçeğin ta kendisi mi? Peki neden bu hikayeyi anlatmak için bu kadar çabalıyor? Onu da filmi izlediğinizde öğreneceksiniz.

Dedim ya her hikayede bir de kötü vardır. Bu hikayedeki kötümüzde Yetkin Dikinciler olmuş. Çok iyi bir kötü adam olmuş. Çok iyi kötü adam nasıl oluyor derseniz o da kötülüğünde saklı.
Ayrıca sanat yönetmenini de kutlamak gerek. Film, katıldığı festivallerde “En İyi Sanat Yönetmeni” dalında ödül beklediğim bir filmdi “Ulak”. Ama bugüne kadar yalnızca “Halk Jürisi” ödüllerini kaptı birde Kaya Akkaya’ya “Umut Vaadeden Oyuncu” ödülünü de unutmalıyız. Zamana uydurulmuş kostümler ve günlük konuşmalar zamanı ve mekanı belli olmayan bir filmde son derece başarılı. Umarım bundan sonra katılacağı festivallerde bu dalda ödülleri kapmayı başarır.

Müziklere gelince; “Babam ve Oğlum” etkisinde kalmaktan mıdır bilinmez ama “Babam ve Oğlum”u hatırlatmadı değil. Belki de 2 filminde müziklerinin altında Evanthia Reboutsika’nın yer almasıdır.


İzlemek isteyenler için başarılı bir yapıt “Ulak”. Ama sakın yönetmenin diğer filmleriyle karşılaştırıp izlemeye koyulmayın. Çünkü “Ulak” size bambaşka bir hikaye anlatıyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar